İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay: Yanan alanların imara açılması mümkün olmayacak

Geçen hafta çıkan yangınlar hakkında açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, yanan alanların imara açılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Tugay, yangın söndürme uçağı ile ilgili tartışmalar konusunda, "Bize 'Sizin görevinizde olan orman yangınlarına müdahale için bizim elimizde yeterince uçak, helikopter yok. Siz alın, elinizde olsun. İhtiyaç olursa sizden alırız' diyen olursa biz bu sorumluluğa almaya hazırız." ifadelerini kullandı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, geçen hafta İzmir'in 27 ilçesinde çıkan 249 yangınla ilgili basın toplantısı düzenledi. Yangınlarda birçok vatandaşın mağdur olduğunu ifade eden Tugay, "Karşıyaka’daki yangında 20 ev ve 45 iş yeri yangından etkilendi. 10 hayvan yaralı olarak kurtarıldı. Biz yangından ağır hasar gören, orta hasar gören ve evini kullanamayacak duruma gelen vatandaşlarımız için her bir haneye 50 bin lira nakit yardım yapmaya kadar verdik." dedi. Yangınlarla ilgili ortalıkta bilgi kirliliği olduğunu belirten Tugay, şunları kaydetti: "Bu yangınlar gibi pek çok konunun tartışıldığını, halkımızın kafasının karıştığını, yaşadığımız afetle ilgili bazı polemikler yaratıldığını görüyorum. Bunları üzüntüyle karşılıyorum. Biz bilgi kirliliğini gidermek ve verilere dayalı olarak yanıt vermek istiyoruz. Hepimizin gündeminde olan Yamanlar'daki yangın 14 Ağustos'ta 21.00 civarında ormanlık alanda yerleşim bölgesinden epeyce uzakta başlamıştı. Bugünlerde alanın sıcaklığından, kuruluğundan, uzun süredir yağmur yağmaması ve düşük nemden dolayı herhangi bir yangın çıktığında hemen yayılabilir. O nedenle bölgemiz çokça yangına maruz kaldı. Adeta yangın sayısında rekorlar kırdı. O nedenle bu yangının da diğer yangınlar gibi ilerleyeceği düşünülerek normal müdahalede bulunulduğunu düşünüyorum. Orman yangınları Orman Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda. Bizler elimizden gelen desteği veriyoruz ama asıl önceliğimiz yerleşim yerleri. 15 Ağustos sabah saatlerinde kuvvetli bir rüzgar ve rüzgarın da sıkça yön değiştirmesiyle yangın yerleşim bölgelerimizi tehdit eder hale geldi ve maalesef bazı bölgelerimizi etkiledi. 15-19 Ağustos tarihleri arasında itfaiyemizin kaydettiği 249 yangın var. Bunların 20’si orman yangını. Bu orman yangınlarının en büyüğü de Yamanlar Bölgesi’nde olan yangın. Bu yangında bizim hesaplamalarımıza göre 2 bin 960 hektar alan yandı. Yaklaşık 3 bin hektar. Bu dört günde tüm diğer yangınların hepsini topladığımızda yaklaşık 4 bin 300 hektar alanın yandığını görüyoruz. Bunların bir kısmı orman alanı, bir kısmı mera, bir kısmı makilik, bir kısmı da zeytin ağaçlarının bulunduğu alanlar.” Yangınlarda görev yapan itfaiye ekibine ilişkin Tugay, şu bilgileri aktardı:
“Yangınlar boyunca itfaiyenin neler yaptığıyla ilgili net verilere ulaşamadı insanlarımız. Yangınlarda kimin neye müdahale ettiğini izlemek zor oluyor. Bizler İZBB olarak bu yangınlara bin 577 personelimizle müdahale ettik. Bunların 730’u itfaiye personelimiz, 324 yangın söndürme araçlarıyla yangınlara müdahale ettik. Diğer illerden de destek için araçlar geldi. 10 ilimizden yardım geldi. 8 itfaiye erimiz bu yangınları söndürme çalışmaları sırasında yaralandı. Yangının olduğu her yerde olmaya çalıştılar ve oldular. Ancak bazı evlerin, konutların yanmış olmasına rağmen yanmaktan kurtardıkları alanların ne kadar çok olduğunun doğru değerlendirilmesini isterim, bir sürü yerde… Mesela Karşıyaka’nın Zübeyde Hanım Mahallesi’nin ormana doğru olan alanında TOKİ evlerinin birine yangın sıçramıştı. İtfaiyemiz bu yangının diğer evlere sıçramasına engel oldu. Aynı şekilde Sancaklı köyü, yangının tam ortasındaydı. Yamanlar köyü, yangının hemen dibindeydi. Buralarda neredeyse hiçbir ev yanmadı. Bayındır yangınında köyün tamamı yanabilirdi. Ama itfaiyemiz bunu yaptığı çalışmalarla engelledi.”   “Bizde diğer ülkelerden farklı olarak elektrik hatları, sistemi problemi var”
Yangınlar konusunda vatandaşları çok dikkatli olmaya çağıran Tugay, elektrik hatlarına da değinerek, şunları kaydetti: “Bu yangınlar neden çıkıyor ve çıkmaya devam edecek mi? Burada da insanlarımızın aklında net bir cevabı olmadığını biliyorum. Dünyada yapılan değerlendirmelerde yangınların yüzde 95’inin insan eliyle çıktığı bilinir. Ancak bizde diğer ülkelerden farklı olarak elektrik hatları, sistemi problemi var. Bu konu mutlaka değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gereken bir konu. Menderes’te çıkan yangının bir elektik telinin kopması sonucu çıktığını bizzat Valimiz açıkladı. Yangınlar çok ufacık sebeplerden çıkabiliyor. Bazı vatandaşların gözaltına alındığını öğreniyoruz. Ancak kimin tam olarak ne yaptığını biz de bilmiyoruz. Burada vatandaşlarımızın farkında olması gereken şey şudur; herhangi bir yangınının başladıktan sonra nasıl bir hızla yayıldığını incelerlerse tahmin edilenden daha hızlı bir yayılma hızı olduğunu göreceklerdir. Bunlar iklim krizinin sonuçları. Yangınların kolay çıkması ve yayılması tamamen yüksek sıcaklık ve kuraklıkla ilgili şeyler. Bu da tüm vatandaşlarımıza normalde olduğundan daha dikkatli ve özenli olma sorumluluğu getiriyor. Bundan sonra bu yangınlar olmaya devam edecek. Bu sadece bu senenin sorunu olmayacak.”   “Yangın koridorları oluşturacağız”
Ormana yakın bölgelerdeki yapılaşmalara ilişkin özleştiri yapan Tugay, “Yangınlar sıkça ormanlık alanlarda çıkıyor. Daha sonra hızlı bir şekilde yayılıyor. Ormana komşu olan yerleşim birimleri, sanayi siteleri ya da diğer tesislerin hepsi risk altında. Bu da ormanlık alanlar bitişik yerleşimi olan alanlarda ilave önlemler almamız gerektiğini bize düşündürüyor. Bu açıdan tüm alanları yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ve yangın koridorları oluşturmamız gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.   “Mağduriyetleri gidermede Büyükşehir aktif rol alacak”
Yangınlarda mağdur olan vatandaşların mağduriyetlerinin giderileceği sözü veren Tugay, ormanlık alanların yeniden ağaçlandırılması konusunda yeni bir sistemi devreye soktuklarını anlattı. Tugay, şöyle konuştu: “Yangınlar boyunca bir sürü vatandaşımız mağdur oldu. Karşıyaka’daki yangında 20 ev ve 45 iş yeri yangından etkilendi. 10 hayvan yaralı olarak kurtarıldı. Biz yangından ağır hasar gören, orta hasar gören ve evini kullanamayacak duruma gelen vatandaşlarımız için her bir haneye 50 bin lira nakit yardım yapmaya kadar verdik. Aynı zamanda hijyen malzemeleri ve temel ihtiyaçlarını karşılamaları için alışveriş kartları dağıtılıyor. Kırsal bölgede de mağdur olan vatandaşlarımız var. Bayındır’da 5, Tire’de 10, Ödemiş’te 4 ve Menderes’te 1 olmak üzere toplam 20 bağımsız bölümün hasarlı olduğunu tespit etti arkadaşlarımız. Dün hükümetimizin evleri yanan arkadaşlarımıza evlerini yapma sözünü duyduk. Bunu memnuniyetle karşıladık ama daha önce pek çok kez olduğu gibi eğer insanlarımızın mağduriyetine neden olacak yavaşlığınız varsa bu mağduriyetleri gidermede Büyükşehir'in aktif rol alacağını söylemek isterim. Su depoları ya da sulama tesisatları yanan arkadaşlarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz.   “Ağaçlandırma çalışması yapacaksak fidanlara gözümüz gibi bakmamız gerekiyor”
Marmaris, Milas, Köyceğiz'deki yangınları hatırlıyorsunuz. Orman kendini yeniler. Ağaç dikmeye gerek yok dendi. Bugün gidip bakarsanız oraların tamamen kuruduğunu görebilirsiniz. Kaybettiğimiz ormanlar yerine gelmiyor. Fidanları dikmek yetmez onlara aynı zamanda yakından bakmak lazım. Orman kendi kendine çoğalmış mı? Bu iklim şartlarında imkansız. Ağaçlandırma çalışması yapacaksak fidanlara gözümüz gibi bakmamız gerekiyor. Fidan kampanyası başlatan kişi ve kurumlar var. Bunların diktikleri fidanların kuruyup kurumadığını sorgulamamız lazım. Yoksa vatandaşlarımızın iyi niyetini sorgulamalarına neden oluruz.”   “İmara açılması mümkün olmayacak”
Yanan yerlerin imara açılmasına müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Tugay, şunları söyledi: “Bunu doğru bulmamız mümkün değil, izin vermemiz de mümkün değil. Kentimizin gelişebileceği konutla alanları 1/100.000’lik planlarda mevcut. Bunun dışındaki alanların imara açılmasına müsaade etmeyeceğiz. Yanan alanlarda yoğun bir ağaçlandırma çalışmasını planlamış olacağız. Yani oranın imara açılması mümkün olmayacak.”   "'Siz alın' diyen olursa biz bu sorumluluğu almaya hazırız"
Yangınlara müdahalede yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve havadan müdahale araçları almalarına izin verilmesi konusundaki tartışmalara değinen Tugay, yerel yönetimlerin afetlere müdahalede yetkilerinin artılması gerektiğini belirterek, merkezi yönetime öneride bulundu. Merkezi yönetimin yangınları yönetemediğini ve yangına müdahale etmelerine izin vermediğini söyleyen Tugay, "Biz belediyemizin itfaiyesini daha çok kanunların bize verdiği yetki çerçevesinde yerleşim yerlerindeki yangınları söndürmeye yönelik yapılandırdık. Ancak bunları yaparken bin 500 civarında norma kadro sahibi olmamıza rağmen şu anda 730 itfaiye eriyle hizmet veriyoruz. Neden daha fazlasını alamıyoruz? 2022 yılında belediyemiz 120 kişilik kadro istedi, 50 kişi için izin veriliyor. 19 Ağustos günü, yani yangınlardan hemen sonra yeni başvuruyu yaptık. 30 itfaiye eri almak için Bakanlığımızdan izin istedik. Şu anda bunun cevabını bekliyoruz" şeklinde konuştu.   “Bugün için daha fazlasına ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz”
Afetlere müdahalede yerel yönetimlerin yetkisinin artırılması çağrısını yineleyen Tugay, şunları söyledi: “Afetler, bölgesel olarak gerçekleşiyor. Yaşattığı acılar da yerelde daha ağır hissediliyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde afetler yerel yönetimler üzerinden yönetiliyor. Bizim de yerel yönetimlerin afet müdahale kapasitelerini artırmaya ihtiyacımız var. Bunlar öz eleştiri olarak hepimizin, devletin kurumlarının cevabını vermesi gereken sorular. Yerel yönetimlere aktarmamız gereken kaynaklar yerine bugün tam tersi yapılıyor. Merkezi yönetim yerel yönetimlere ‘Siz karışmayın, biz yapacağız’ diyor. Ama yangın söndürmede başarısız olmamızdan çıkaracağımız sonuçlar... Merkezi yönetim bu yangınları yönetemiyor. Bir iş birliği ve koordinasyondan kaçıyor. Afetleri merkezi hükümet- yerel yönetim koordinasyonuyla çok daha az zararla atlatabiliriz. Bunlar kader değil. Yangınlar daha erken aşamada söndürülebilir. Bunun için bize gereken şey Ankara’dan talimatla işlerin yürütülmesi değil, halkın daha çok yüzünü döndüğü yerel yönetimlerle koordinasyon içinde çalışılması. Karşıyaka’da yanan alan 14 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alan. Biz belediyemizin itfaiyesini daha çok kanunların bize verdiği yetki çerçevesinde yerleşim yerlerindeki yangınları söndürmeye yönelik yapılandırdık. Ancak bunları yaparken bin 500 civarında norma kadro sahibi olmamıza rağmen şu anda 730 itfaiye eriyle hizmet veriyoruz. Neden daha fazlasını alamıyoruz? 2022 yılında belediyemiz 120 kişilik kadro istedi, 50 kişi için izin veriliyor. 19 Ağustos günü, yani yangınlardan hemen sonra yeni başvuruyu yaptık. 30 itfaiye eri almak için bakanlığımızdan izin istedik. Şu anda bunun cevabını bekliyoruz. 800 civarında eksiğimiz olmasına rağmen daha önce 120 tane istenmiş olmasına rağmen bize sadece 50 tane verildi. Bugün için daha fazlasına ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz.”   “Biz bu sorumluluğa almaya hazırız”
Yerel yönetimlerin yangın söndürme uçağı bulundurmasına ilişkin polemiklere de değinen Tugay, şu ifadeleri kullandı: “Akıllardaki bir soru da uçak alımıyla ilgili konu oldu. Mevzuat gereği belediye şu anda uçak alamıyor. Böyle bir alım yapılabilmesi için Orman Bakanlığı ve bazı bakanlıklarla aramızda bir protokol yapılması gerekiyor. Henüz bununla ilgili bir adım atılmış değil. Uçak alımı konusu, yangına havadan müdahalenin yetersiz olduğunu gözlemlediğimiz için yine çoğunlukla vatandaşımızın talebi üzerine gündeme gelen bir konu. Bırakın uçağı, helikopteri, karadan itfaiyemizin ormana girmesi ve yangına müdahale edebilmesi Orman Genel Müdürlüğü’nün iznine tabi. Bu yangında da yaşadık. Bazen bazı noktalara ‘Hayır siz girmeyeceksiniz’ dedi, Orman Müdürlüğü yetkilileri. Karada durum böyleyken havada belediyeye uçak uçurması, helikopter uçurması için izin verilmesi zor bir şey. Bunu, yangınlara ve afetlere müdahalenin AFAD gibi sonradan türetilmiş kurumlara değil, her gün orada olan yerel yönetimlere yetki verilmesini savunuyoruz. Eğer devletimiz bize ‘Sizin görevinizde olan orman yangınlarına müdahale için bizim elimizde yeterinde uçak, helikopter yok. Siz alın elinizde olsun. İhtiyaç olursa sizden alırız’ diyen olursa biz bu sorumluluğa almaya hazırız.”   “Kampanyada toplanan paranın nerede kullanıldığı valiliğe iletilmiş”
Tugay, "2019’da çıkan yangınlar sonrası başlatılan kampanyayla uçak alınacağı ancak alınmadığı" iddialarına şu yanıtı verdi: “Tunç Soyer zamanında 2019’daki yangınlardan sonra sonra uçak alımı için bir kampanya başlatıldığı ve bu kampanyada bir miktar toplandığı halde uçak alınmadığı eleştirisi var. Yangın sonrasında ‘İzmir Küllerinden Doğacak’ isimli bir bağış kampanyası başlatılmış, bu kampanyada toplanacak paranın kullanımıyla ilgili pek çok madde bildirilmiş. Bunlardan biri de hava aracı alınması. Ancak 1 milyon 700 bin lira toplanabilmiş. Bu rakam uçak alımı için çok yetersizdir. O dönemde belediyemiz yetkilileri bu parayla 50 tane yangın tipi römork almışlar. Toplam 30 bin fidan alınmış. Nerelerde kullanıldığıyla ilgili bilgi de Valiliğe iletilmiş. Dolayısıyla cevabı devlet makamlarında belli olan bir sorunun insanların kafasında şüphe oluşturacak şekilde sosyal medyada siyasiler tarafından paylaşılmasının etik olmadığını düşünüyorum.”